IQNA

Korku ve ümit arasında olmak

12:53 - September 15, 2022
Haber kodu: 3477467
Günlük hayatımızda sıkça işitiriz kimileri “Allah’tan kork!” derken kimileri de “Allah’tan ümit kesilmez!” derler. Peki, hangisini yapacağız? Ondan korkacak mıyız yoksa ümitli mi olacağız?

İslam öğretilerine göre Havf ‘korku, korkutmak’, reca ise ‘emel, ümit, yalvarmak ve dilek’ demektir. Havf, tatlı bir korku: Allah’ın celâl, kibriya ve azameti karşısında haşyet duyma... Reca ise zevkli bir ümit: Onun lütuf, ihsan ve kereminden daima ümitvâr olma.

Korku ve umut konusu, herkesin hayatında önemli rol oynayan önemli ahlaki konular arasında yer almaktadır. İnsanlar Allah’tan ve O’nun büyüklüğünden ayrıca kendi eylemlerinden korkmalıdır. İlâhî rahmet ve şefkatin sınırsız kapsamına göre, O’ndan ve O’nun engin rahmetinden ümidi de olmalıdır. Ahlak alimleri bunların birlikteliği konusu üzerinde dururlar çünkü ikisinin bir araya gelmesi müminlerin hayatlarında belirleyici bir role sahiptir.

Gerçek mümin, Allah’ın lütuf ve rahmetini umar ve Allah’ın azabından korkar. Amelsiz tek başına umut, gurur ve kendini aldatmadır.

Allah’ın rahmetinden ümidi kesmek büyük günahlardandır ve zararlıdır. Bu yüzden korku ve ümidin bir arada olması gerekir, Kur’an’ın ve hadislerin diliyle övülen ve teşvik edilen korku ve ümit budur.

Allah Secde suresi 16 .ayetinde şöyle buyuruyor: “Korku ve ümit içinde rablerine ibadet ve dua etmek üzere vücutları yatak görmez, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah için harcarlar.”

Korku ve ümidi vurgulamak ve ikisi arasında bir denge oluşturmak, zihin ve kalp arasında ılımlılık ihtiyacını ifade edebilir. Çünkü Allah’tan ve Celâl’inden korkmamızı emreden akıldır, Allah’ın şefkat, merhamet ve lütfuna bakan duygular ise bize ümit verir.

Hz Ali (as) bu konuda şöyle söylüyor: Allah’tan korkun ve O’nun rahmetini ümit edin ki korktuğunuzdan kurtulasınız ve umduğunuza kavuşasınız. Kim Allah’tan korkarsa Allah da herşeyi ondan korkutur ve kim Allah’tan korkmazsa, Allah onu her şeyden korkutur. (Gure’ul-Hikem/5052)

İnsanoğlunun her zaman aşırılık yolunu tuttuğunu, kemal ve itidal yolundan saptığını düşünürsek, korku ve ümit halinin ifade edilmesindeki gaye, insanın hayatta denge ve ılımlılık kazanması içindir.

Kur’an’a göre insanı korku ve umut arasında bir dengeye oturtmak, kemale ulaşmasında yardımcı olur. İnananlar olarak sadece korkuyla veya sadece ümitle değil, uç noktalarda değil, ikisi arasındaki korunaklı yerlerde yaşamamız tavsiye ediliyor. Korku ve ümit bize dengeli bir hayatı ve kazançlı bir ahireti sağlayacaktır. 

3941871

captcha